Geçmişten Günümüze Yapay Zeka #1
Yapay zekanın ikinci yazısında sizlere biraz tarihin derinliklerine dalıp günümüze kadar yapay zekanın nasıl evrimleştiğinden bahsedeceğim. Bu yüzden yazımızın başlığını “Geçmişten Günümüze Yapay Zeka” diye adlandırdım. Başlığımız biraz klişe olsa da ? ama içeriği o kadar klişe olmayacak diye düşünüyorum. Çünkü yapay zekanın derinlerine indikçe ne kadar mükemmel bir teknoloji olduğunu öğrendikçe siz de bana hak vereceksiniz.
Yazıya başlamadan önce biri hatırlatma: Yapay zeka hakkında ilk yazımızı okumayanlar buradan yazıya ulaşabilirler.
Hadi o zaman Geçmişten Günümüze Yapay Zeka nasıl evrimleşmiş öğrenmeye başlayalım. Keyifli okumlarrr.
Geçmişten Günümüze Yapay Zeka
Yapay zekanın tarihi biraz geniş olduğu için bu yazımızı 2000 öncesi ve sonrası yapay zeka olarak iki kısımda anlatacağım.
2000’li yılar öncesi henüz yapay zeka terimi ortada yok iken 1943’te McCulloch ve Pits adlı iki abimiz yapay sinir sisteminin ilk matematiksel modelini geliştirmişler, bunun mantıksal VE ve VEYA yani 0 ve 1 işlemleri ile gerçekleşebileceğini göstermişlerdir.
Bunun üzerine 1949’da Donald O. Hebb, hebbian teorisi adını verildiği sinir hücreleri arasındaki bağlantı ağırlıklarını değiştirmeden öğrenebilen matematiksel bir sinir ağı gerçekleştirmiştir.
Ve 1950 yılında adı sıkça yapay zeka ile anılan İngiliz matematikçi Alan Turing, makinelerin ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda “Turing Testini” önermiştir.
1951’de Minsky, Hebb’in aksine sinir hücrelerinin ağırlıklarının değiştirilmesi ile 40 nöronlu bir öğrenme sistemi önermiştir. SNARC ismini verdikleri yapay sinir ağı sistemini, Minsky ve Edmonds MIT’de geliştirilmişlerdir.
1956’da İngiltere’de New Hampshire’da bulunan Dartmouth College’da yapılan bir çalıştayda, John McCarthy tarafından Yapay Zeka terimi ortaya atılmıştır.
1957 yılında McCulloch ve Pitts, Hebb ve Minsky geliştirmiş olduğu yapay sinir ağlarını görmüşler ve hiç dururları mı? alın size yapay sinir ağı diyerek bu ağ modellerine öğrenme ve hatırlamayı eklemişlerdir. Bakalım kapışma bu nereye kadar sürecek 🙂
Tabi bu arada Türkiye’de yapay zeka konusunda geride durmamış ve 1957 yılında Ord. Prof. Dr. Cahit Arf, (hani bu 10 tl’nin arkasında olupta çok az tanıdığımız profesörümüz) “Makineler düşünebilir mi ve nasıl düşünebilir?” sorularına cevap aramıştır.
Cahit Arf yapay zeka hakkında şu sözleri ifade etmiştir: “Makinelerin insan gibi estetik olamayacağını, insanın kendi inisiyatifiyle hareket ettiğini, makinelerin de uzun süre alsa da kendi inisiyatifiyle hareket edebileceklerini ve bu seviyeye gelmek için çok çalışılması gerektiğini ifade etmiştir.”
1959 -1961 yılları arasında McCulloch ve Pitts abilerimize rakipler çıkmış ve Steinbuch, yapay sinir ağlarını bilgi kodlama alanına uygulayan ilk araştırmacı olmuştur, Widrow AdaLiNe (Adaptive Linear Network) olarak adlandırılan perseptrona (algılayıcı) benzeyen bir yapay sinir sistemi önermiştir, Grossberg Adaptif Sistemler Merkezi’nde kendi kendine öğrenebilen, kararlılığını sağlayabilen ve verileri belirli bir aralığa otomatik olarak çekebilen yapay sinir ağı yapıları üzerinde çalışmalar yapmıştır.
1965’te Zadeh tarafından ortaya atılan Bulanık Mantık Teorisi ise yapay zekaya yeni bir bakış açısı kazandırmıştır.
1966 ve 1969 yılları arasında, ilk sohbet (chatbot) olan ELIZA, MIT yapay zeka laboratuvarında Joseph Weizenbaum tarafından geliştirilmiştir. NLP(Sinir Dili Programlama) tabanlı bir bilgisayar programıdır. Fukushima ise görüntü işleme için çok katlı bir yapay sinir ağı yapısını sunmuş ve Cognitron ile Neocognitron’u geliştirmiştir.
1970 yıllara da bu gelişmeler devam etmiştir. Holland, canlılarda doğal gelişim dayanan genetik algoritmayı önermiştir. Sutton ve Barto, takviyeli (reinforcement) öğrenme modeli geliştirmişlerdir.
1980 yılarında yapay zeka farklı bir şekil de evrimleşmeye başlamıştır. 1980 yılında Japon Waseda Üniversitesi tarafından geliştirilen Zeki robot çalışması WABOT, müzik parçalarını okuyan ve çalan insanımsı (humanoid) bir robottur.
1982 yılında Hecht ve Nielsen, ilk modern elektronik nöro-bilgisayar olan TRW MARK III ile PC tabanlı nöro-bilgisayar olan ANZA’yı tasarlamışlardır. Ve 1985 yılında VLSI (Tümleşik Devreler) teknolojilerinin geliştirilmesine büyük katkısı olan Mead, elektronik bir devreye hayvan sinir sistemini yerleştirmiştir.
1987 yılında dünyada ilk kez Uluslararası Yapay Sinir Ağları Konferansı yapılmıştır. Yapay zeka bu konferanstan sonra daha çok ilgi odağı olmuştur. Ülkemizde ilk Yapay Sinir Ağları Konferansı 1992’de yapılmıştır.
Ve 2000 yıllarına girmeden hemen önce, 1997’de buraya kadar anlattıklarım içerisinde bana göre en önemli yapay zeka adımı, IBM’in geliştirmiş olduğu yapay zeka destekli DeepBlue isimli bilgisayarın ilk kez dünya satranç şampiyonunu olan Garry Kasparov’u yenmesidir.
2000 yıllarına kadar yapay zeka gelişimin üzerine çok fazla şey katarak evrimleşmeye devam etmiştir. Bu evrimleşmeye bir sonraki yazımda devam edeceğim. Siber Eğitmeni takipte kalmaya devam edin. Sağlıcakla kalın…
KAYNAKÇA
- https://www.researchgate.net/publication/346624532_Yapay_Zeka_ve_Buyuk_Veri_Teknolojiler_Yaklasimlar_ve_Uygulamalar
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Anasayfa
Diğere yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz!!!
Siber Eğitmen Sosyal Medya Hesapları
Siber Eğitmen Osman GÜNEŞ
Bir Yorum